.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE&HER TÜRK ASKER DOĞAR

30 Eylül 2012 Pazar

BEYŞEHİR GÜNLÜĞÜ

            Sıcak günlerden eser kalmadı artık. Eylül ile ilgili tek bir satır yazamadan Eylül bitti. İlk defa eylülü hiç yaşamamışcasına ekime geçiverdi Newbahar.

             Ekimin gelmesiyle ilçe üniversitelilerle doldu. Göl kenarı cıvıl cıvıl, yollarda otostopçu gençler...
Kızlar, erkekler rengarenk, neşeli. Buranın gençleri ile yeni gelenler hemen farkediliyor.
Beyşehir olup, BEY lakabını haketmemiş bir ilçe burası. Günler geçtikçe bunu daha iyi anlıyorum.

               Artık ev ile ilgili bir telaşım kalmadı, çocuklar okullarına alıştılar, şehirde gezilip görülmedik yer bırakmadık. Şimdi hayat olağan, durgun ve olabildiğince basit gözüküyor bana.

               Özledim Denizli'yi. Çocuklarda özledi farkındayım ama yapacak bir şey yok. Sadece ufaklık az verilen ödevlerden ve arada boş geçen derslerden dolayı gayet mutlu bir şekilde okula gidiyor.

                Denizli demek Kontes ve Karamel demekti. Şimdi onlarsız bu hayat eksik bir Newbahar. Çok özlüyorum onları ve zaman zaman fotoğraflarına bakıp bakıp ağlıyorum. Öpüyorum, öpüyorum... ağlaya ağlaya uyuyorum.
Onlarla yaşadığım eşyalar yok, ev yok, şehir yok. Dün balkonda ölüme terk ettiğim mum çiçeği onların oyuncağıydı. Ne vakit balkona çıksam bana onları hatırlatan o çiçeği nihayet kuruttum.

O kurumadan önce zaten bana küsmüştü. Bende küskünüm kendime!

                Eşimin Derecikten getirmeyi düşündüğü köpeği EFE ölmüş. Bomba arama köpeği idi ve kalbine yerleşen kurtlar yüzünden ölecekti. Efe efe efe... ölmesine üzülmedim!

Benim kedilerim yoksa hayatımda, onunda köpeği olmamalıydı. Ne vakit Efeden bahsetse, ben sadece sustum. Şimdi öldü Efe. Öldü.

                 Burası bir tuhaf yer. Halkı tutucu görünsede genç takımı şöyle bir tarz yapmış kendine. Erkeklerin saçlarının ortaları dik dik fırça gibi havada, yanları jöleye bulanmış şekilde kulaktan aşağıya yapışık. Altlarında kıçlarından düştü düşecek kot pantolonlar, cırtlak renkte gömlekler.
Kızlara ise gülmekten ölüyorum. Daha dün bi tanesini gördüm ''pes'' dedim. Çimen yeşili bir mini etek, üzerinde takımın parçası yelek, ayakkabılar illaki topuklu olacak, eteğin altında siyah daracık bir pantolon veeeee başında yeşilli bir eşarp. Mini etek hevesini almış hasbam dedim.
 Cumartesi Levo ile sahilde çay bahçesinde otururken armut koltuklarda oturan çifti anlatmadan geçemicem. Kız yine baş örtülü ama eşarp yerine başında şal var ve altında siyah bone. Armutlara sevgilisiyle kucak kucağa yayılmışlar bir güzel nargile keyfi yapıyorlar arada da birbirlerini elliyorlar.

              Akşamları canlı müzik var, iki ayrı çay bahçesinin iki ayrı gitarcısı akşam oldu mu karışık bir ziyafet sunuyorlar öğrencilere. Öğrencilere diyorum onlar anlıyorlar müzikten ve alkışlıyorlar. Yerli halk trene bakar gibi dinliyor yada dinlemiyor aslında!
Bi ara üniversite takımı gelmeden önce alkışlamaya kalktık tuhaf tuhaf baktılar bize.

           Newbahar buralarda, işi gücü yok şimdilik. Ha meclis açıldı vatana millete hayırlı olsun. Bakalım bu sene ne haltlar karıştıracaklar. Sabaha zamla uyandık, doğalgaz burda yok ama elektriğin canına okuyor Newbahar.

                       Güzel bir hafta diliyorum, herkes için.

4 yorum:

  1. Newbahar'cığım yeni yerinizde sağlıkla ve mutlulukla yaşamanızı diliyorum.Sanırım daha önce yazamadım kusura bakma...İzlenimlerini kanıksayarak okudum;garip bir değişimden geçiyor sevgili yurdum.Keşke diyorum o bir zamanlar beğenmediğimiz yöresel kıyafetler kalsaydı Anadolu insanımızın üzerinde.Şalvarlar,yelekler,üç etekler gibi...Sevgiler kardeşim.

    YanıtlaSil
  2. Ah Arzu Hocam... Size yazacak yüzü mü var Newbaharın. Koca iki sene geçti yanınıza gelemedim.
    Tuhaf bir durumdaydım aslında. Vakti bol ve de vakti dar iki sene.
    Ruh halimden anlayacağınızı umarak özür diliyorum sizden.
    Öpüyorum ellerinizden.

    YanıtlaSil
  3. Attan inip, eşeğe binmek misali oldu bu durum.
    Bizler de, 6 yıl ankarada yaşadıktan sonra, Hatay'ın halkı zengin ama, kendisi geri kalmış bir ilçesine gelince, sosyal alanda zirveden zemine çakılınca sizler gibi olmuştuk.
    Ama,
    üzülmeye gerek yok diyorum...
    İnsan çabuk alışıyor.
    Beyşehir'i görmadim ama, hep güzel bir ilçe olarak hayal etmişimdir.
    Sanırım yazılarınız artık günlük hayattan ziyade, ülke geneline kayacak...
    İyi ve mutlu günler diliyorum...

    YanıtlaSil
  4. Merhabalar Newbahar,

    Derecik'ten sonra görev icabı Beyşehir'e yerleştiğinizi bu yazıyla öğrendiğimi sanıyorum. Kapalıkapılar'ın tam görev yerini bilmiyorum ama, herhalde Beyşehir'de olması gerekiyor.

    İl il gezmek, yerleşmek, alışmak, adapte olmak çok zor bir iştir. Hele de çocuklarımız için. Cenab-ı Hakk, yar ve yardımcınız olsun.

    Size Beyşehir'de sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir yaşam diler, Kapalıkapılara'a selam ve sevgilerimi iletirim.

    Hoşçakalın.

    YanıtlaSil